Sayfalar

13 Aralık 2013 Cuma

Burda Çocuk Dergilerini Nereden Temin Edebilirim ?

Sevgili blogger arkadaşlarım ben çocuk kıyafeti dikmeyi çok seviyorum. Fakat elimde fazla kalıbım yok ve normal burda dergilerinde ki kalıplar yeterli gelmiyor bana . Kalıpsız çalışmak için de henüz acemiyim :))
Aslında vardır bir çocuk dikiş sayısı vs Burda'nın diye düşünüp duruyordum ki tesadüfen bir blog da gördüm :) VArmış gerçekten de .
Bizim buradaki marketlerde normal sayısını bile bulamıyorum bazen ki kaldı çocuk sayısı. Creazon dikiş dergisinin bile ilk sayısını buldum ikincisi yok :))
Şimdi eski sayılar da olsa burda çocuk dergilerini nereden temin edebilirim. Siz eski sayıları nasıl temin ediyorsunuz . Tavsiye edebileceğiniz bir site vs varmı ? Merakla beklemekteyim :)






30 Kasım 2013 Cumartesi

Meşgul Anne Bunu Okudu : 10 Bir Yastıkta (en az) 40 Yıl ( Rıdvan Oluç)

Kitabın ismine bakarak pozitif evlilik hikayeleri okuyacağımı anladım. Yanılmadım da . Birbirinden farklı (ama özünde aynı) insanların nasıl bunca yıl evli kaldıklarını anlattıkları kısa hikayeler. Daha çok anket şeklinde konuşmalardan oluşuyor hikaye.
Hikayelerde negatif bişey yok. Ama beni rahatsız eden geren birşeyler var. Anlamlandıramadığım bi duygu. Herşey bu kadar pozitifken ben niye gerildim.
Anlatayım efendim :

Kitaptaki hikayelerin hemen hepsinde yükü göğüsleyen kadın olmuş.Ezilmiş anlamında demiyorum .Maddi olarak değil ama manevi olarak hep kadınlar alttan almış.
Allah razı olsun erkeklerde karısına el kaldırmamış kötü söz sözlememiş.Ama bu bir marifet değilki .Zaten olması gereken. Bu şekilde erkek üzerine düşeni yapmış olmuş vesselam .
Ama kadın tarafından bakınca teyzelerim diycem müsadenizle . Çünkü hepsinin evliliği 40 yılı devirmiş ki benim yaşım bile o kadar yok. Teyzelerim anlatıyor birde :
Eşinin sözünün üzerine söz söylememiş. Bir kere bile karşı çıkmamış. Yokluğu görmüş neden yok dememiş.Kayınvalidesine kayınpederine bir gün karşı gelmemiş.Kötü söz duysa bile cevap vermemiş. Çocuklarını büyütmüş evin her işine koşmuş , beyinin tüm ihtiyaçlarını eksik etmemiş.
Üzerine düşeni yapmış ee ne var bunda derseniz üzerine düşenin fazlasını yapmış derim. Üzerine düşmeyen fazla fazla yükleri kendine yük edinmiş. Bir taraf hep susar hep alttan alırsa zaten geçimsizlik olmaz. Ama bence geçim bu değil ki.
Tamam şimdilerde 40-45 senelik evli teyzelerim amcalarım zamanında onların gençliğinde şartlar bugün ki gibi değildi. Onların hikayeleri böyle . Kabul ediyorum. Feministlik falan da yapmıyorum (ki kesinlikle feministliğin kötü bişey olduğunu kabul edenlerden değilim) Ama artık devir değişti.

E sorun ne onlar bu şekilde yaşamış gitmiş , hallerinden mutlular sana ne oluyor derseniz benim yaşayan bireylerle bir sorunum yok tabiyki. Ama bugün genç bir yazarın bu hikayeleri bir araya getirip te BİR YASTIK TA EN 40 YIL geçirebilmek için bu hikayelerdeki insanlar gibi davranmamı tavsiye etmesine üzüldüm. Uzun ve mutlu bir evliliğin sırrı bu kitapta saklı ise eğer ben bu sırrı istemiyorum.

Kitabın yazarı RIDVAN OLUÇ . Okulumuz da çocuk eğitimiyle ilgili bir seminer vermişti kendisi. 3 adet kitabını aldım imzalı olarak. Diğer kitaplar hakkında da önümüzdeki günlerde yazacağım.

Kitaptaki hikayeler güzel anlatım güzel. İlk bakışta aa ne zorluklar çekmişler yine de bugünlere gelmişler birbirlerine destek olarak dedirtiyor . Ama ayrıntılı okuyunca kadının daha geri plana itildiğini cevap vermezse her şeye burnunu sokmazsa mutlu mesut yaşayacağının altı çizilmiş gibi .

Dediğim gibi benim bu açıdan pek hoşuma gitmedi kitap .Onun dışında tüm yazarlara sonsuz saygım var.
Emek vermiş SN : Rıdvan OLUÇ . Ama ben üzüntü duydum bazı yerlerde gerildim sinirlendim.  Ama sonunu getirdim kitabın.


Kitap bu ama bendekinin kapağı farklı. Hangisi eski hangisi yeni baskı bilemiyorum . 


19 Kasım 2013 Salı

Bu Aralar Diktiklerim 2

Dikişe yeniden heveslendiğimi söylemişmiydim. Aslında bu heves bana biraz da zarar veriyor. Diğer yapmam gerekenleri aksatıyorum :S  Umarım kısa zamanda bi orta yol bulurum.
Bir kaç çanta diktim bu arada onlar tamamlanınca başka postta yayınlarım inşallah. Oğluma diktiklerimle devam edeyim :)) 

Bu diğer postta da bulunan ilk basit eşofmanımız :) Yanda ve arkada 1 adet olmak üzere 2 cebi var. Belinde kendi kumaşından kemer içinede kalın lastik geçirdim.


Bu da sahibinin üzerindeki resmi :) 



Bunun kumaşı yumuşacık çok güzel. Beli daha önceki büyük gelen şortundan çıkarılmış eşofman lastiği :) 

Yumuşak olduğu için severek giyiyor. Rengi tam çıkmamış resimde acı yeşil . Bacağına zebra diktim .  Bu da cepsiz ilk öğrendiklerimden. 



Bu kalın eşofman kumaşından . Cepli pantolon modelinde kestim. Üzerinde çok güzel duruyor :) İsminin baş harfini aplike yaptım. 


Bu kumaşı görünce bayıldım 

Arkadaşımın kızına eşofman takım diktim doğumgünü hediyesi olarak .Doğum günü teması minifareydi çünkü :) 


Hazır eşofmanlar gibi olmasına ramak kaldı yaptıklarımın . Malzeme eksikliğim olduğu için tam olamıyor maalesef. Misal yakaların içine takılan şey (adını bilmiyorum )-riba diye bişey var o olabilir mi ? 
O malzemeden olursa görünen dikişlerim daha temiz olacak inşallah. 


Sonuç bu. Arkadaşım beğendi kızı da beğenmiş. Sağolsunlar. Kumaşım az olduğu için üzerine göre olmuş. Keşke az daha büyük olsaydı :) 



Kendi küçük gelen kot pantolumdan oğluma pantolon diktim. Cep ve ağ  kısımlarını olduğu gibi kullandım.Ağ kısmının kalın dikişlerini kestim tabiyki. Beline de kendisinin giyip çıkarması kolay olsun diye eşofman lastiği taktım. Çok yakıştı. Dün kreşe giderken giydi hatta :) Oğlum beğenip te giyince mutlu oluyorum tabiyki :) 


Resimde paçanın birisi kısa birisi uzun gibi çıkmış. Sonradan farkettim .Ama eşit bacak boyları :) 



Bu postun en özel parçasına sıra geldi. Cuma günü okulda pijama partisi varmış. Perşembe akşamı haberim oldu tabi :) Evde pijaması çok ama hepsi inceli kalınlısı penye nihayetinde :) Partiye ne yakışır. Tabiyki pazen pijama. Kumaşım kısıtlıydı. Bi süredir ne yapsam çıkmaz takım diye düşünüyordum. Mecburen olursa olur olmazsa kalır diye o akşam kestim. Yettiğince bi pijama diktik oğlumla :) Bayıldı .HEnüz prova aşamasındayken bile "en sevdiğim pijamam " dedi. Bu lafın üzerine bu pijama sabaha yetiştirilmezmi :) Tabiyki   yetiştirdim ve sabah gönderdim okula .


Bu askıda :) 

Bu da üzerinde :) Yakışmış mı :) 




12 Kasım 2013 Salı

Bu Aralar Diktiklerim 1

Aslında bu post yazılalı uzun zaman oldu ama bir türlü fırsat bulupta fotoğrafları yükleyemediğim için ancak yayınlayabildim.Aslında daha yayınlayamazdım ama blogger arkadaşlarımdan sevgili  Bahar Yorgun blogunda yayınladığı dikiş ve yaşam blogları listesinde bana da yer verdiği için utandım biraz :)) Çünkü o kadar dikiş sevmeme rağmen ilk bakışta blogum dikiş blogu gibi durmuyor :)) Onun gazıyla hemen bu akşam ekledim resimleri. Demekki arada beni dürtecek bişeyler lazım.
Ne diyordum saolsun sevgili Bahar blogunda dikiş bloglarını bir araya toplama gibi güzel bir işe kalkıştı. Çok ta faydalı olduğuna inanıyorum .Çünkü ben ilk yayınladığı listedeki bir kaç blogu biliyordum takipteydim ama benimde olduğum 2.listedeki bir çok blogu bilmiyordum.Şimdi onun sayesinde diğer blogger arkadaşlara da uğrayıp onların bloglarını da gezebileceğim. Birbirimizi bulup misafir etme imkanı oluşturdu bizlere. Bir kez daha teşekkür ediyorum buradan Sevgili Bahar arkadaşıma.

1.Liste buradan : http://baharinelleri.blogspot.com/2013/11/dikis-bloglar-bolum-1.html
2.Liste buradan : http://baharinelleri.blogspot.com/2013/11/dikis-ve-yasam-bloglar.html


Buradan sonrası eski posttan değişiklik yapmadım :))

Bu aralar yeniden dikişe heveslenmiş durumdayım. Çalıştığım ve sınırlı zamanlarda dikişe fırsat bulduğum için pek fotoğraf çekemiyorum. Şimdilik çekmiş olduklarımı yayınlamak istedim. Diğer diktiklerimde fotoğraflandıktan sonra inşallah :))

Oğluma Yatak örtüsü ve yastıktan oluşan takım diktim. Perdesi de yakında dikilecek inşallah. Ama örtümüzü ve yastığımızı kullanıyoruz bile :)








Polar kumaştan oğluma eşofman takımı diktim . 2 takım oldu kumaşım yetince . Takımın birisinin alt ve üstüne  1 rakamı diktim :)







İki adet eşofman alt diktim. Birisi burada yok. Çok giydiği için sürekli kirli sepetinde :) Temiz yakalarsam fotolarım onu da :)






Gelelim postun bombasına . Oğluma keten pantalon diktim . Açık mavi renkte cepli dar paçalı keten pantalon diktim. İlk kez pantolon diktim üstelik cepli.İlk cep çalışmam oldu bu . Kalıbı burda dergisi Ekim 2013 sayısındaki kız çocuk pantalonun kalıbı :) Ama oğluma da yakıştı.




Aynı kalıptan bir krem rengi keten daha kestim. Dikilmeyi bekliyor. Bu pantolonda görmüş oldum cep yapmak çok ta zor değilmiş.Bundan sonra diktiğim eşofmanlar hep cepli oluyor artık :) Şimdiye kadar gözüm korkmuştu hep :))


Bu posttakiler oğluma diktiklerim oldu tesadüfen. Kendime diktiklerimi başka bir postta paylaşayım en iyisi .Çok uzadı bu post çünkü :))  Sağlıcakla kalın dikişsever dostlar   :)



1 Kasım 2013 Cuma

Evde Fotoğraf Stüdyosu Kurmak / Güzel Fotoğraflar Çekebilmek

Şimdi stüdyo falan deyince korkmayın :) Stüdyo alternatifi diyelim en iyisi :)

Efendim malumunuz ben fotoğraf çekmede sıkıntı yaşıyorum çok. Kompact bir makinam ve kablosunda sorun var. Her zaman yanımda olmuyor. Yanımda olduğunda (akşamları) ışık problemi doğuyor. Bir türlü güzel fotoğraflar çekemiyorum. Emimin bu konuda kafamda  fikir oluşturabilecek bir çok kaynak vardır. Çok araştırmada yapmadım aslında.
Fakat tesadüfen emeksensin.com da bu konuda bir yayın gördüm. Saolsun üşenmemişler kendi üyeleri için evde nasıl güzel fotoğraflar çekilir bu konuda bir post hazırlamışlar. Kaynak göstererek yayınlamamızda sakınca olmadığını belirttikleri içinde ben de burdan yayınlayıp emeksensin.com da görmeyen arkadaşlarıma göstermek istedim :)

Malzemeler basit ama her evde bulunmayabilir. Hazırlık yapmak lazım :)
2 Adet ahşap levha 2 adet L demir ve gerekli civata vs.Tabi bir de açık renkte fon  kartonu .Adı üstünde fon kartonu :)   Buna benzer farklı türde araçlar yapılabilir. Mesela ben mukavvadan bu düzeneği kurmayı düşünüyorum . Işık durumuna göre farklı yerlere taşıyabilmek için :)









Tüm resimler ve konunun ayrıntıları BURADA :) 


Ortaya çıkan resimlerin kalitesli çok güzel ama ben tüm bunlarla uğraşamam :) Hem malzemem yok hem vaktim yok onlar olsa bile canım istemiyor :P derseniz bile çok daha basit bir yolunu annekaz paylaşmış. 
Sadece bir sandalye ve fon kartonu ile de benzer kalitede resim çekebilirsiz. Bunu bari yapın yaw :) Yaparsınız dimi :) 

Yazının kaynağı : ) BURADA 






Sağlıcakla kalın dostlar , birbirinden güzel fotoğraflar, anlar , anılar çekebilmeniz ümidiyle. 
Ama anıları saklamadan önce yaşamayı unutmayın emi :)) 


14 Ekim 2013 Pazartesi

MUTLU BAYRAMLAR

Bu aralar pek yazmaya fırsatım olmuyor. Tembellik yaptığımı düşünmeyin :) Çok çalışmaktan ve teknik aksaklıklar yüzünden post girmeye vaktim olmuyor. Neler yaptım. Kuzuma ve kendime eşofmanlar diktim ,Çarşaflar yastıklar diktim , 4.doğum günümüzü kutladık. Örgüler ördüm. Boş durmadım.
Eh çalışınca malum birde okullar yeni açılınca vakit yetmez oldu :) Eh bayramda geldi .Bayramda da yoğun olacağım.
Şimdi yaptıklarıma değinmeyeceğim.İnşallah bayramdan sonra 3-4 post birden yazacağım.
Bugün sadece bayramınızı kutlamak istedim :)


Güzel Allah'ım hepimize daha nice hayırlı bayramlar göstersin . Sevdiklerimizle beraber dini vazifelerimizi yerine getirebildiğimiz mutlu bayramlar görelim hep beraber. 
Sağlıcakla kalın .
Bayramınız Mübarek Olsun Dostlar :)))) 


22 Ağustos 2013 Perşembe

Tatesal Blogunun Çağrısı

Takip ettiğim bloglardan birisi : tatesal.blogspot.com  .Benim de düşündüğüm aklımın bi köşesinde zihnimi meşgul eden bir konuda yazmış.Bloggerların sadece bloglarda yazması konusunda. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda. http://tatesal.blogspot.com da düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Sevgili tatesal'ın yazısını olduğu gibi ekliyorum . Blogundaki yazıya buradan ulaşabilirsiniz.


*****************************************

Çok Kıymetli Blog Arkadaşlarım,Blogcanlarım!!!
6 senedir Blog dünyasındayım...Artık ailem,dostum,arkadaşım sizlersiniz...Blogum benim pozitif alanım...Burası başka bir dünya ve bu dünyada birçok dostluklar edindim...Yüzümüzü bile görmediğimiz dostlarımız arasında 40 yıllık dostlara taş çıkartacak muhabbetimiz var...Çok emek veriyoruz bizler...Bazen takdir ediliyoruz bazen de tekdir...Gerçek anlamda blogculuk kalıcılık ister,emekle birlikte süreklilik izleyenlerini de memnun eder...Öyle güzel izleyenlerim var ki benim 2-3 gün yazmasam telefonla arayıp hayırdır ne var nerelerdesin diye soruyorlar...Çok yürekten,sıcacık takipçilerim bunlar...Buradan onlara sonsuz teşekkürler ediyorum...
Bizler emek veriyoruz,sizlerde yorumlarınızla bizleri mutlu ediyorsunuz...Ama çok önemli bir husus var...
Güloanne ile düşündüğümüz ve bazı arkadaşlarımızın da desteklediği bir konu var...Blogger arkadaşlarımız ki buna bende dahilim bloklarımızı sosyal medyaya taşıdık resmen...Facebook,Twiter,Google + v.b sitelerde paylaşımda bulunuyor takipçilerimizi çoğaltmayı amaçlıyoruz...
Bu gibi sosyal paylaşım sitelerinde bloglarla yakından uzaktan alakası olmayan arkadaşlarımız belki bizlerin yemeklerini,hobilerini görmekten bıktı ki bazı serzenişlere şahit olduğumdan bu kanıya vardım...Neden bizler sadece bloglarımızda yazmıyoruz...Bizleri takip etmek isteyen zaten eder...Sosyal paylaşım sitelerinden yorumlar alıyoruz ama farkındamısınız artık bloglarımıza yazılan yorumlar azaldı..."Aman ben face de görmüştüm,beğenmiştim" diye kendimiz bile blog arkadaşımızın sayfasına uğramaz olduk...Bu konuda bana destek vermek isteyen arkadaşlarımın yardımlarını görüş ve önerilerini bekliyor,saygı,sevgi ve selamlarımı sunuyorum...
*****************************************

26 Temmuz 2013 Cuma

Yeni Cep Telefonu Kılıfım

Daha önce yapmış olduğum kılıfımdan da memnundum ama siyahtı sonuçta :) Benim gibi rengarenk adama renkli kılıflar lazım dimi ama :) 
Dün akşam sahuru beklerken az kalmış ipimle yapsam yapsam ne yapsam diye düşündüğüm bir anda çıktı ortaya. Sahurda ördüm sabahta diktim :) 


Telefon içindeyken kapalı hali ...


Arkası :) Yine içinden kurdela diktim ki telefonu çekerek çıkarmak kolay olsun .Hatta bu defa halka geçirdim .Çünkü anahtarlık falan takabilirim , çantamın kenarına iliştirebilirim. Cebim olmadığı zamanlarda boynuma asabilirim :) Üstelik halkadan tutup çekmek daha kolay :)  Çok amaçlı :) 


3 Temmuz 2013 Çarşamba

Meşgul Anne Bunu Okudu : 10 Tanrının Unutulan Çocukları (CRAIG SILVEY)



Severek çabucak bitirdiğim kitaplardan birisi. Alırken ödüllü olması cezbetti.İlk sayfaları okuduğumda eyvah basit bir ergen romanı sanırım dedim.Ama sayfalar ilerledikçe fikrim değişti . Çok edebi bir dili yok kitabın.Ama oldukça sürükleyici. Kısa bir olaylar dizisi var , tasvirler ve psikolojik değerlendirmeler oldukça bol. Ki ben de çok severim. Uzun ve ayrıntılı tasvirler her zaman beni mutlu etmiştir okurken.Neden derseniz ne kadar ayrıntı varsa gözümde canlandırmam o kadar oluyor. Ne oluyo o zaman derseniz , okuduğum kitabın sanki filmi varmışta sevretmiş gibi oluyorum :)) 


Gelelim kitaptan ayrıntılara : 

*************************************************************

Cesaret, Korkuya Direnmekve Ona Galip Gelmektir.

Uzak bir ülkenin yazarı olan Craig Silvey'in çok sayıda ödül alan romanı Türk okuyucularıyla buluşuyor. Yayımlandığında Avustralya'da yoğun bir ilgiyle karşılaşan yazar, başarılı en genç yazarlar listesinde yer almayı başarmış bir isim.

"Pencereme gelmişti.
Nedenini bilmiyorum ama gelmişti işte.
Belki başı dertteydi.
Belki de gidecek başka yeri yoktu..."

Sıcak bir yaz gecesi beklenmeyen bir misafirin penceresini tıklatmasıyla Charlie'nin sıradan hayatı tamamen değişir.
Çünkü toplum dışına itilmiş tuhaf misafirin kimseye söylemediği bir sırrı vardır.

Yaşamları, hayata bakışları ve imkânlarıyla birbirinin zıttı gibi görünen bu iki çocuk toplumun duyarsızlıklarına, önyargılarına, bağnazlıklarına karşı duran büyük bir dostluğun da başkahramanlarıdır. Bu küçük bedenler için hayat bir daha eskisi gibi olmayacaktır.

Okuruna önemli sorular soran, genç-yetişkin herkesin tanışması gereken, güçlü bir roman. Çocukluğun saf masumiyetine sımsıkı sarılan bu kahramanlar kimseyi hayal kırıklığına uğratmayacak!

"Ustalıkla işlenmiş, okunmasının üzerinden yıllar geçse de hatırlanacak bir roman. Bülbülü Öldürmek romanına selam eden Silvey, dokunaklı bir dille sıradan yüzlerin ardına gizlenmiş birbirinden ilginç sırları keşfediyor."
-Marie Claire UK-

"Bu romanda ırkçılık, adaletsizlik, arkadaşlık ve ilk aşkın duyarlılığı bir arada sunuluyor; tıpkı dünyada iyi ve kötünün birlikte yer alması gibi."
-Sydney Writers' Festival-

"İki çocuk kahramanının gözünden esprili, dramatik, gizemli ve biraz da gerilimli ilerleyen bu roman, okuyucuları saklı kalmış bir yaşamın kapısını aralamaya çağırıyor."
-Readings-

"Bu romanda mutlu gibi görünen aileler, toplumun dışladığı ötekiler, önyargılar, dokunaklı yaşam hikâyeleri, başka dünyalara duyulan özlemler ve masum yıllar var... Ve tüm bunlar içimizdeki öldürmediğimiz çocuğun seslenişleri."
-Daily Mail-

Hayat bir piyangodur:
Şanslı olan kazanır, şansızlar ise
Tanrı'nın Unutulan Çocukları'dır...
(Tanıtım Bülteninden)


*************************************************************




2 Temmuz 2013 Salı

İğne Oyası Peçete Halkası

İğne Oyası Peçete Halkası : Ayrıntılar : El Emeği Satış Blogumda : 


1 Temmuz 2013 Pazartesi

Oyuncak Annesi Geldi Oyuncaklar Getirdi

Tanıdığım ve sevdiğim girişimci bir arkadaşım ( ARZU ) www.oyuncakannesi.com u kurdu. Piyasa satış fiyatından oldukça uyguna da satıyor oyuncaklarını. Genelde çocuk gelişimine yönelik ahşap oyuncaklar var.Ben özellikle ahşap oyuncak alışverişimi kendisinden yapıyorum ve çok memnunum gelen oyuncaklardan. Unnado   vb kampanya sitelerinde indirimli satılan fiyattan bile uygun bir çok ürünü.
Bakmanızı tavsiye ederim. Yeni olduğu için daha çok duyulmak için bir çekiliş yapıyor arkadaşım. Facebook adresinden beğenenlere hediye veriyor. Tek şart sayfayı beğenip çekilişe katılmak. Çekiliş yarın :) Geç kalmayın bakın derim :))
Sitesi : http://www.oyuncakannesi.com
Facebook adresi : http://www.facebook.com/OyuncakAnnesi


Not : Web sitesi ve facebook adresi yeni kurulduğu için tüm oyuncaklar eklenmemiş olabilir oraya. Ama nurturia adresinden tüm oyuncakları görebilirsiniz. Kendisine facebooktan ve web sitesinden ulaşabilirsiniz :)
Buradan kendisine hayırlı olsun diyor bol hayırlı kazançlar diliyorum . Yolun açık olsun arkadaşım :)


20 Haziran 2013 Perşembe

İlk Defa Telefon Kılıfı Yaptım

Telefonum eski bir model olduğu için uygun bir kılıf bulamadım. Zaten yaparmıyım yapabilirmiyim diye düşünüyordum.Bu vesile ile bi kılıf yaptım kendime. Hatta ipi de yakın arkadaşımda gördüm. sana lazımmı bu ver ben kılıf yapayım bundan dedim :)) Süsü de evdeki keçeden .Yani maliyet : 0 tl
Yapılışını anlatmaya gerek yok gerçi , makremeden sık iğne ile uzunca bir dikdörtgen ördüm .Uğur böceğini diktikten sonra yanlarını birleştirdim.İçine de çekince telefonu dışarıya iten sistemi eklemeyi unutmadım.Aslında sistem kelimesi çok komplike kaçtı bu çok çok basit bişey ama yerine kullanacak kelime bulamadım :) Daha çok okumalıyım demekki :)






Şimdi sırada değişik , rengarenk kılıflar yapmak var....Benim çantalarımda rengarenktir. Çantalarımın renklerine uygun rengarenk kılıflar yapabilirim. Her an yeni bir kılıf resmi yayınlayabilirim. Hazır olun :)) 


19 Haziran 2013 Çarşamba

Meşgul Anne Bunu Okudu : 9 Kör Öyküler (Halis Kuralay)

Kitabın Adı : Kör Öyküler 
Yazarı : Halis Kuralay 
Basım Yılı : İlmek Yayın Evi 1.Baskı : 2013

Bu kitabın yazarı benim çok yakın bir arkadaşımın eşinin amcası .Kitaptan bu vesile ile haberim oldu benim. Ben ilk kitabı sanıyordum Halis Kuralay'ın . Sonra internette biraz araştırma yapınca yazılmış 4 tane daha kitabı olduğunu gördüm. Hatta bunlardan 2 tanesi çocuk kitabı. Türkiyenin ilk bir görme engelli tarafından yazılan çocuk kitabı . Dahası ilk görme engelli çocuk çizgi kahramanın yazarı. Evet Görme engelli çizgi çocuk Fati diğer çocuk arkadaşlarına kendisini ve hayatını tanıtıyor. 
Ben Fatinin Maceralarını anlatan 2 kitabını da edindim. Onları da ayrı bir postta tanıtacağım müsaadenizle  Şimdi Kör Öyküler 'de sıra. 
Ayrıca sevgili Halis KURALAY Türkiye'nin ilk görme engelli Milli Eğitimde görevli şube müdürü. 

Kitaba gelirse kitap kısa kısa fıkralardan oluşuyor. Bazıları komik değil ama Türkiye şartlarında "şaka gibi " lafı tam oturuyor.Bir solukta okuyup bitirdiğim , arada durup düşündüğüm ,gerçekten de bende  böyle düşünüyordum meğer yanlış düşünüyormuşum dedim :)) 
Ayrıca kitabın çizimleri de Salih Memecan ' ait. 

----------------------------------------------------------------------------------------------
Kitabın Tanıtımı : Bu kitaba bir hatıra kitabı deseniz, doğrudur. Bir fıkra kitabı deseniz, o da doğrudur. Ama yaşanmış fıkra gibi hatıralar demek daha doğru olur kanaatindeyim. Çünkü bu kitapta insanımızın, görme engellilerle iletişimi esnasında ortaya çıkan yaşanmış ilginç manzaralar, mizahi şekilde anlatılıyor. Bu hikâyeleri okurken kimi zaman gülecek, kimi zaman şaşıracak, kimi zaman da “Ben olsaydım nasıl davranırdım?” diye düşünerek olayın kahramanlarının yerine kendinizi koyacaksınız. Kitap Hakkında Neler Dediler? Bu kitap daha önce tam olarak göremediğimiz bir dünyanın kapısını aralıyor. Hikayeleri okuduğunuzda bir yerinde mutlaka kendinizi bulacaksınız…. 
Kitabı internetteki alışveriş sitelerinden temin edebilirsiniz. 

----------------------------------------------------------------------------------------------



18 Haziran 2013 Salı

Mesgul Anne Bunu Okudu 8 : Yüreğinin Götürdüğü Yere Git (Susanna Tamaro)

Kitabın Adı : Yüreğinin Götürdüğü Yere Git
Yazarı : Susanna Tamaro
Çeviren : Eren Cendey
Basım Yılı : 24.Basım 1997

Bu güzel kitabı daha önce 2 defa okumuş olmama rağmen yine severek okudum. İşin ilginç tarafı bende bu kitap yok.Her okuduğum 3 kitabı da farklı kişilerden edinerek okudum. Aradan bir kaç sene daha geçsin yine okurum :)
Benim böyle bir alışkanlığım var maalesef. Okuduğum ve sevdiğim bir kitabı defalarca okuyabilirim. Mesela Yüzüklerin Efendisi serisinin 3 kitabını da 3er defa okudum :) Tabi o zamanlar çocuksuz birisiydim .daha bol vaktim oluyordu.Şimdi ise okunmak için sırasını bekleyen kitaplarım varken , okuduklarımı tekrar okumak pek mümkün olmuyor .Ama Yüreğinin Götürdüğü Yere Git tekrar tekrar okumaya değer bence.
Okuyan çoktur eminim .Ama okumadıysanız veya okuduysanız ama üzerinden zaman geçtiyse yeniden  okumalısınız :)

Kitap Hakkında :
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, seksen yaşında bir büyükannenin uzaklardaki torununa yazdığı mektuplardan oluşur. Alabildiğine yalın, gündelik konuşma diliyle yazılmış bu sevgi dolu mektuplar, hem bir iç döküş, hem de bir bilgenin vasiyeti niteliğinde. Yaşlı büyükanne, bu mektuplarda, kendisinin ve kızının dokunakl? yaşamlarının gizli kalmış yönlerini açığa vururken kendi kendisiyle bir iç hesaplaşmayı da birlikte yürütüyor. Değişen gelenekler, altüst olmuş değerler karşısında hissettiklerini, torununa sevgiyle aktarmaya çalışan bu yaşlı kadın, gençliğinde yapmayı göze alamadığı şeyleri yapmasını torununa öğütlerken şöyle diyor: "Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yaptığımız yolculuktur; o özgün çağrıya kulak vermeli, yüreğimizin götürdüğü yere gitmeliyiz."Susanna Tamaro'nun bu en ünlü kitabı, yayımlandığı günden bu yana yeni okurlarla buluşmayı sürdürüyor.(Tanıtım Bülteninden) 




Ben kitabı en kısa zamanda edineceğim. Bulunduğum ilçede sahaf yok.Kitapçılarda da bulunduğunu sanmıyorum. Yani yine internet sahaflarından edineceğim belli oldu :)) 


11 Haziran 2013 Salı

Polardan İsme Özel Yastık

 Çok sevdiğim bir arkadaşımın oğlunun ilk doğumgününde hazırladığım yastık. O 1 yaşına basan bebek şimdilerde 2,5 yaşında kocaman bir delikanlı :) Hediyenin yanında el emeği bişeyler de olsun dedim.
Bu arada polarla ilk denememdi.Şimdi bakıyorumda çok ta kötü olmamış. Ama şimdilerde daha güzelini yaparım eminim :) 02.10.2011 de çekmişim resmi ...ooooo 1,5 sene olmuş yapalı benim yazmak aklıma yeni geliyor :) OLsun geç olsun güç olmasın dimi.




Yastık polardan ama süslemeler keçeden . Sizde yapmak isterseniz oldukça basit. Önce yastığı kesin istediğiniz ölçüde. Sonra süslemek istediğiniz motifleri kesin dikin , sonra yastığı birleştirin . Bu kadar. Dikiş makinasına gerek bile yok bunun için. Motifleri kendim çizemem derseniz internette oldukça fazla kalıp bulunmakta.Yazdırıp kullanabilirsiniz. 




Bu el kuklasını da o aralarda yaptım.Ekledim mi bir yerlere bilmiyorum ama görmüşken yine ekliyeyim dedim. Hala oynuyor oğlum bununla ama farklı bir amaçla. Siyah resim tahtasında tebeşirle yaptığı resimleri bu polar kuklayla temizliyor :))




1 Haziran 2013 Cumartesi

Yorumsuz (Diren Gezi Parkı)

Başlığa yorumsuz koydum .Koydum da konuşacak söyleyecek bişeyim olmadığından değil. Ama elimden bişey gelmediği için bu aşamada konuşmak bi işe yaramayacak .
2 gündür gelişmeleri karışık duygularla takip ediyorum :][ 



25 Mayıs 2013 Cumartesi

Meşgul Anne Bunu Okudu : Annelik Her Zaman Toz Pembe Değil (7)

Elimde yarım 2 kitabım olmasına rağmen elime ulaşan bir sürpriz kitap ikisinin de sırasını kaparak en önce okunacak kitap ünvanının sahibi oldu :)
Blogcuanne.com 'un sahibi sevgili Elif Doğan'ın kitabı çıktı bir süre önce. Ben kitaptan haberdardım. Bir müsait zamanımda edinip okumak istiyordum.
13 Mayıs Günü yağmurlu bir sabahta ( romantik olsun diye demiyorum hakikaten yağmur yağıyordu ) PTT kargonun kapıya yanaştığını gördüm pencereden :) Allah Allah bişey de sipariş etmedim derken bir zarf geldi. Kargo gitti hemen kimden diye bile bakmadan açtım paketi. İçinden kitap çıktı hemde okumayı çok istediğim kitaplardan birisi. İçinden de bir kart. Bir solukta okudum .Taa İstanbul'dan uzaktan ama uzatsam elimi tutacak kadar yakın arkadaşım Ebru 'dan . Yine nurturia.com sayesinde tanışmış olduğum tanımaktan çok memnun olduğum yüz yüze olmasa da telefonda sürekli görüştüğüm canım arkadaşım bana sürpriz yapmış.Anneler günü hediyesi olarak kitap aldığı yetmezmiş gibi sevgili Elif Doğan'a imzalatmış.
Nasıl mutlu oldum anlatamam :) Hemen aradan bir kaç sayfa okudum :) Tamda beklediğim gibiydi yazı üslubu  Hemen o gece elimdeki yarım 2 kitabı bırakarak başladım okumaya. 1 gece 2 gündüzde bitirdim :) Tadı damağımda kaldı .




Kitap çoktan bitti ama yazısı biraz geç kaldı :)

Sevgili arkadaşım EBRU . Çok teşekkür ederim .Bu arada sevgili Ebrunun da blogu var (http//freshmom.blogspot.com) Ama o kadar aktif bir anne ki yaptıklarını yazmaya vakti kalmıyor .Ebrucum daha aktif bir blog bekliyorum senden :)) Zaman o kadar hızlı akıp geçiyor ki  bu günlerin anısını kıymetini bi kenara not etmelisin :) Aslında herkes blog yazıp önemli anların kanıtını bırakmalı :))) 


Kitabın tanıtımını : http://blogcuanne.com/kitap/ dan okuyabilirsiniz. 
Kesinlikle okuduğunuz da "aa bunu ben de yaşadım " diyeceğiniz sıcak samimi bir kitap :) 
Birazcık ayrıntı vereyim mi :)) 

""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""
Parmak izi nasıl insandan insana farklılık gösteriyorsa, çocuk büyütmek de anneden anneye farklılık gösterir. Bununla birlikte annelikle ilgili bazı temel gerçekler var ki, dünyanın hiçbir yerinde değişmiyor.
Anne olan bir kadının hayatı ikiye ayrılıyor: Çocuktan önce ve çocuktan sonra.
Bir kadının çocuktan önceki hayatında varlığının farkında bile olmadığı bazı kavramlar, çocuktan sonraki hayatında başköşeye oturuveriyor. Doğru bildiği yanlış oluyor, düz dediği tersine dönüyor. Yepyeni bir hayat başlıyor. Eskisine paralel, ama bir o kadar da zıt.
Annelik Her Zaman Tozpembe Değil, bebeğinizin uyku sorunlarına çözüm önermiyor. Yemek yeme problemi olan çocukları iştahlı yumurcaklara çevirmiyor. Disiplin konusundaki sorularınıza yanıt olmuyor.
Ama “yalnız değilim” dedirtiyor. “Benimle aynı kaderi paylaşanlar var.”
Kısaca Blogcu Anne, tıpkı blogundaki gibi kitabında da, “Annelik şimdiye kadar yaptığım en güzel ama en zor iş” diyenlerin hislerine tercüman oluyor.
Kitaptan:
Annelik denilen müessesenin bir koltukta değil iki, bin beş yüz iki karpuz taşımak olduğunu, anne kişisinin, halihazırda para karşılığı yaptığı bir işi olsa bile bundan bağımsız olarak aşçılık, öğretmenlik, şoförlük, temizlikçilik, psikolojik danışmanlık, terzilik, getir götürcülük gibi bilumum fonksiyonları da aynı anda icra ettiğini artık biliyoruz.
Ama annelik, bu tür temel mesleklerin yanı sıra, daha kompleks pozisyonları da bünyesinde barındıran bir titr aslında.
Mesela bomba imha uzmanlığı. Uyuyan çocuğunun üzerine değiştirmek zorunda olan bir annenin titiz ve dikkatli tavırları, alanının en iyi bomba imha uzmanına taş çıkartır. Hele o çocuk araba koltuğunda uyuyakaldıysa, onu uyandırmadan yatağına geçirmek “benim” diyen bomba imha uzmanının bile kalkışamayacağı bir sabır ve cesaret gerektirir.


""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""