Sayfalar

31 Temmuz 2014 Perşembe

Blog Tanıtım = Çekmecemden :))






Ben çok fazla etkinliğe katılan birisi değilim. Geçenlerde sevgili Nebihan Akça'nın yapmış olduğu blog kardeşliği etkinliğine de katılamadım.Sebebi çalışıyor ve bloguma ve dikişlerime çok az zaman ayırabiliyor olmam. Ama vakit buldukça cep telefonumdan takip ettiğim blogları okumayı seviyorum ama çoğunlukla yorum yazmak zor oluyor telefondan. Gerçi artık bilgisayar yerine çoğu işini telefondan halleden arkadaşlarım var ama ben sanırım eski kafalıyım biraz. Hala klavyemden kopamıyorum :)

Çok eski ve usta bir blogger değilim.Yaptıklarımda kimsenin yapamayacağı bulunmaz hint kumaşı işler değil. Benimde zaten en iyisini yapıyorum diye bir iddiam yok.Şu derya deniz blog aleminde kendi halimde yuvarlanıp gidiyorum :)) O yüzden tavsiye ettiğim blogger çok tıklanır izleyicisi artar diye bir iddiam da yok :) Ama bu benim sevdiğim yaptığı işleri beğendiğim blogger arkadaşlarımı tavsiye etmeme kendi blogumda reklamını yapmaya engel değil ki :))

Güzel bir blog keşfettim geçenlerde :) Çok çok güzel dikişler dikiyor arkadaşım. Kendisine ve kızına çok güzel kıyafetler dikmiş. Ve dikişe gönül vermiş bir arkadaşım.
Onun blogunu tanıtmak istiyorum bugün :

Blogunun linki  : http://benimsel.blogspot.com.tr/
Blogunun ismi : Çekmecemden :)
Blogunun Tanıtımı : HEVESLE KALKTIK AMA BAŞIMA GELENLER

Bloglarda gördüğüm birbirinden güzel el yapımı ürünler, insanı dürtükleyen birbirinden güzel fikirler ve onlardan ayırıp kendime diktiğim gözlerimin yaşadıoğı hayal kırıklığı; sonunda bana da bu bloğu açtırdı. O cepheden fark ediliyor mu bilmem, ama nice zaman sonra iki tuşa basıp da birşeyler yazmaya başladım. Ame ne yazayım. Felsefe desen sıkıcı, e çok marifetim de yok, hayır param olsa iki yer gezip resimlerini koyacağım. Ama o da yok...

Neyse, açmış bulunduk bir kere maksat dostlar alışverişte görsün diyeceğim ama, hiç kimseye söyleme cesaretim de yok. Ne olur ne olmaz. Gerçi olacak bişey de yok. Zaten bu gidişle bloğumda bişey de olmayacak.

Kısacası pek çok arkadaşda ( ki arkadaş olsam mutluluk duyacağım) gördüğüm gibi uzman olabileceğim, üzerine yoğunlaşabileceğim bir alan yok. Deyimin tam manasıyla "her telden, gönül dilinden" diye yola çıktık.

Neyse, iyice de boş sayfalar olmasın diye şöyle bir geçmişimi karıştırdım. Ben diyeyim 20, sen de 20 bucuk sene önce bir iki aylık bir dikiş kursu denemem elime geldi. "Hakkaten" dedim. Sonradan da ara ara uğraşıp, nihayetinde kayınvalidemin 45 senelik makinesi de terk-i diyar edince kaldırıp çekmeceme tıktığım bir dikiş deneyimim var dedim kendi kendime.

Bir iki bişey de diksem olsun hem bana bir hedef, hem bir uğraş. Belki beceririm de.

Ben de gidip aşağıda her genç kızın rüyasını aldım. Bişeyler de diktim. Ama meğerse bu zetina değilmiş. Yuki markasının bilmem ne modelinin modifiye edilip, zetinanın adından faydalanan hilekarın biriymiş. 3. ncü haftamı doldurdum uğraşırken. Ayy, makineyi hatırlayınca afakanlar bastı gene gidip biraz sakinleşeyim.


Belki beceririmden yola çıkmış ama şimdi çok güzel giysiler dikiyor .Manto bile dikmiş daha ne diyim :) Gezmesi keyifli dikişle dolu dolu bir blog olmuş :)
Ziyaret etmek ve takibe almak isterseniz linki yeniden yazıyorum :) BURADAN LÜTFEN 

25 Temmuz 2014 Cuma

Rüyalara İnanırmısınız ?

Rüyalara inanır mısınız , onları yönlendirebileceğinize veya rüyanızda görmek istediğiniz şeyi çok isterseniz görebileceğinize ? Ben inanırım. Elhamdülillah Müslümanım .Her şeyin bir sebebi olduğuna ,kadere , her şerde bir hayır her hayırda bir şer olduğuna inandığım gibi .




Daha önce rüyalarımı kendimce aldığım işaretleri , yorumlamalarımı yazmaya niyetlenmiştim. Ama öylece kaldı.Bazen diyorum yorumlarım bana özel başkalarını niye ilgilendirsin ki. Bazende ilgilendirmesi gerekmiyor ,ekranın diğer tarafındaki dostlarımla (konu ne olursa olsun) paylaşmak iyi gelmiyor mu diyorum kendime :) Delimiyim neyim :)

Kafamda çok güzel hikayeler yazarım , kurgularım ,herşeyi yapar bitiririm .Ama iş yazmaya gelince yazamam işte. Beynim çok hızlı çalışır , beynimdeki düşünme hızına ağzım yetişemez çoğu zaman.(bu genelde bebeklikten çocukluğa geçme aşamasında oluyormuş :) ) /sanırım büyüyemedim henüz :P O yüzden çoğunlukla bir konuda konuşurken bitmeden başka bir konuya geçiveriyorum. Tam da şu an da yaptığım gibi. Hobilerimde aynı şekilde. Zaman içerisinde farklı bir çok şeye el attım. Ama hepsini bir hevesle başlayıp yarım bıraktım. Ortaya güzel işler çıkmadı değil, çok güzel işlerim oldu ama hepsi kısa ömürlü oldu. Geçmeyen tek hevesim dikiş dikmek oldu. (Sanırım :) )

Rüyalardan bahsediyordum nerelere geldim :) Bugün anlatacaklarım var :)

Babam vefat ettikten sonra (1,5 yıl oluyor vefat edeli ) kardeşim babamı rüyasında görmüş, Babam kapüşonlu bir mont giymiş kapüşonu da takmış.Kardeşime doğru koşuyormuş , kardeşim ise kaçıyormuş. Kardeşim dönüp baktığında babamın gözlerinin olmadığını görmüş , gözlerinin yerine kocaman boşluklar varmış. Bu rüyayı 2 defa görünce bana anlatmıştı. Ben çok etkilendim. Acaba babam bir şeymi anlatmak istiyordu. Onun geride kalan yarım bir işimi vardı.Tamamlanması gereken ama göçmeden yapmadığı bir şeymi vardı ? Annemlere de bunu anlatmaya çalıştım.Sonrasında düşündük taşındık , bulduk. Babam erkek terzisiydi benim. Evdeki eşyalarını karıştırırak bulduk .Birisine dikmek üzere bir pantolon siparişi almış i ama dikilmemiş. (ücretini alıp almadığını bilmiyoruz ) O kumaşı bulduk diktik sahibine verdik . Ücret almadan.Belli ki babam daha önce ücretini almış. Güzel Rabbim bana herşeyle gelin -ama kul hakkıyla gelmeyin diye buyurmamış mı ?
Demekki babam üzerinde kul hakkıyla göçtü ve bunu tamamlamak bize düştü.
Sonrasında benim içim hala rahat değildi. Çok dua ettim "Allahım yapabileceğim bir şey varsa bana göster bir şekilde "diye. Dualar ettim , namazlar kıldım ,(rüyada görmek için okunacak dualar var - ama kendimi bunları burada yazacak kadar uzman görmediğim için yazmıyorum tabiyki ) sonunda babamı rüyamda gördüm. Tertemiz kıyafetler içinde gayet sağlıklı bir şekilde bana gülümsüyordu .
Sordum "baba benim yapabileceğim bir şey varmı , benden ne istersin diye "konuştum onunla. Bana cevap verdi " kızım ben senden ne isteyeyim , benim için dua okuyorsun ben daha ne isteyeyim ben çok iyiyim bir şeye ihtiyacım yok " dedi.
O sabah hiç olmadığı kadar huzurla doldu içim. Artık babamın geride yarım kalmış başka bir işi olmadığına en azından bizim tamamlayabileceğimiz bir kul hakkı kalmadığına ikna oldum. Günahıyla sevabıyla hepimizin gideceği yere gitti. Nur içinde yat  babacım.

Bugün neden yazmaya karar verdiğime gelince. Bu ara Paulo Coelho 'nun Elif isimli kitabını okumaktayım. Yazar göre paralel evren diye bir şey var. Aslında geçmişimiz geleceğimiz ve bugünümüz aynı anada yaşanmakta. Farklı bir zaman kavramı var. Dilersek ve yeterli olgunluğa erişirsek bu hayatlarımız arasında geçiş yapabiliriz.Yazarda geçmişiyle hesaplaşıyor eski hayatlarına gidip geliyor kısa anlarda  .Ki tabiyki bu bir hikaye kurgulama ama bana çok başka şeyler düşündürdü. Misal dejavu denilen olayı ben çok kereler yaşarım.Farklı yerlerde farklı hayatlar olduğunu (islamda yerini tam olarak bilemesemde ) reankarnasyon diye bişey olduğunu biliyorum.

Üff hepsi fazla oldu eminim karıştı her şey birbirine. Ama emin olun benim kafamın içinde bugünlerde bunlardan çok daha fazlası var. Evrenin sırrını çözmeye falan çalışmıyorum ama bildiklerim de bana yetmiyor sanırım. Birde şu var ki : TEK BİLDİĞİM HİÇ BİR ŞEY BİLMEDİĞİMDİR.

Not : Paulo Coelho 'nun kitabı elimde henüz bitmedi. Bitirdiğimde onunla ilgili de yazacağım :) Sevgilerimle.

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Baykuşlu Düğmeler , İğneler , Mini Mandallar Neler var Neler :)

Dikiş malzemeleri satış bloguma çok cici ürünler ekledim :) BAkmak isterseniz : BURADAN LÜTFEN :) 
Bir kaç ürün :) 










19 Temmuz 2014 Cumartesi

motif örnekleri yapılışları

İnternette bulduğum hoşuma giden / daha sonra yapmak istediğim şeyleri kaydederim hep bilgisayarıma ama bulamam daha sonra :) Bu yüzden bi süredir bloga taslaklar kısmına kaydediyordum. Ama bugün taslaklara baktığımda aşağıdaki güzel motiflerin yapılışlarını sizinle paylaşmak istedim. Her resmin altındaki link motifin yapılışının anlatıldığı sayfaya gidiyor :) Ben ne zaman yaparım bilinmez ama belki siz 3-5 motif örnek alırsınız .Yada acele etmeyin kış gelince hep beraber başlarız :)




























http://www.liveinternet.ru/users/lesenkag/post252806628/ noel ağacı Bundan kesin yapacağım ama :))




18 Temmuz 2014 Cuma

Oruç Sadece Aç Kalmak mı ?

   


  Bu konularda ahkam kesecek haddi hiç bir zaman kendimde göremem .Rabbim de göstermesin. Hiç bir konuda sivrilik yapmayı sevmem. Hele ki ibadet konusunda. Elimden geldiğince yaşamaya çalışırım , yaşayabildiğim kadarıyla. Fakat bunu da yazmadan geçemedim.

        Oruç tutuyoruz . Allah kabul etsin . Ama oruç tutarken hakkını da vermek lazım. Oruç sadece aç kalmak değil. Sadece bedenimizi terbiye etmek değil mesele. Ruhumuzu da arındırmalıyız. Gerçi elbette ki sadece bu aya mahsus değil ama bu mübarek ramazan ayında daha bir özen göstermek lazım sanki.

           Bugün sabah işe gelirken arabamın arkasına tanımadığım birisi arabasını park etmiş. Öyle düşüncesizce yapmış ki bunu yanımda başka araç olduğu için benim çıkmama imkan yok. Bekledim , biraz daha bekledim gelen giden yok . Aracın camları açık anahtarı üzerinde (ne kadar cesur insanlar var ) .Aracın kornasına bastım .Bekledim yine gelen yok . Tekrar tekrar bastım. (ki ben hayatta trafikte bile korna kullanmam) 13 senelik ehliyetim var. 13 defa kornaya bastıysam 5-6  tanesi bugün bastığımdır)
Haliyle sinirlendim tabi.Nerdeyse binip arabayı kendim alıcaktım ileriye. Neyseki geldi sahibi.Gençten bir çocuk. Kızdım bağırdım ," böyle araba mı konur kardeşim" diye.Çocuk "Haklısın abla "dedi. "5 dk lığına koymuştum -anahtarı da üzerindeydi "dedi. (sanki ben almak zorundayım ileri)
İşte o an daha çok kızdım ."Ben oruçlu oruçlu bu sıcak havada sizi beklemek zorunda mıyım  " diye bir cümle çıkıverdi ağzımdan nasıl olduğunu anlamadan. Çıktığı an pişman oldum ama iş işten geçti.
"Kusura bakmayın" dedi çocuk ,bindi gitti.
O andan itibaren kızdım kendime.
-Hani ibadet de kabahat te gizliydi.
-Hani oruçlu kişi daha anlayışlı daha sakin olmalıydı.
          Mesele aç kalarak bedeni terbiye etmek değil ki ,ruhunu da dizginleyebilmek. Kafama dank etti ama geçmiş ola :) Kendi kendime "kızım nerde kaldı senin tuttuğun oruç / azcık sevap kazandın onu da 2 dk da harcadın " dedim :))
           Aslında hiç bir zaman fevri bir insan değilim , sert çıkışlarım olmaz. Kolay sinirlerim ama kendimi dizginlerim. Kolay kolay kimseye ağzımdan kötü söz çıkmaz. Hele ki ağız dalaşına hiç giremem .
Hal böyleyken nasıl oldu anlamadım / yada bu yazıyı yazmama vesile olacakmış demekki diyerek konumu kapatıyorum. En azından kendi adıma bundan sonra daha dikkatli olacağım.
          Mübarek ramazan ayının son 10 gününe girerken kalan günleri de hakkıyla yaşamayı nasip etsin rabbim .Sizlere de sağlıklı bereketli , hayırlı ramazanlar diliyorum.

Önce kendime kızdım , sonra affettim , bi daha yapmıycam diye söz aldım /verdim , şimdi de azıcık güldüreyim kendimi :) Hadi sizde gülün :)












15 Temmuz 2014 Salı

Dikiş Etkinliği Eteğim :)

Normalde etek giymeyi sevmiyorum ama yazın şöyle serin serin giysem dediğim de oluyor . Yaşadığım yer sahil olduğu için yaz akşamlarında çıkıp şöyle bir dolaşırken parmak arası terliklerimde düz beyaz bir tişörtle giyerim diye diktim bu eteği de :)

Sevgili Ferhan düzenlemişti etkinliği. Linki burada : TIK TIK  Bu benim ikinci etkinliğim. İlki pantolon etkinliği idi. Tekrar pantolon etkinliği olursa yine katılmak isterim :) Gerçi etkinlikler bende stres yaratmadı değil.Yetiştiremem kaygısıyla. Ama olsun bu heyecan dikiş aşkını canlı tutmak için iyi oluyor :)

Eteğim çok basit , penye bir etek. Beline beyaz kalın lastik kullandım. Kumaşım ince olduğu için içine beyaz astar ekledim. Aslında ekleme değilde üçünü beraber diktim dersem daha doğru olur. Ayrıntılar aşağıda :))

Kumaşım yakından ... 



 Beli yakından ...


Kumaş -lastik -astar beraber dikişi . Lastik ortada kalacak şekilde hepsini beraber eşit aralıklarla iğnelerek / gerdirerek diktim. 


 Buda eteğin bitmiş hali :) 



Aşağıdaki de yine benim dikmiş olduğum ama bir kere bile giymemiş olduğum eteğim :) Baktım yayınlamamışım , etkinlik bahanesiyle araya sıkıştırıvereyim dedim :) 

Kumaşım yakından ....

Buda bitmiş hali. Bu da çok basit önce eteği diktim. Sonra lastiği . Kemeri eteğe biye takar gibi giydirdim ama :) Çünkü eteğin kumaşı viskon denilen kumaştan , beli ise siyah penye kumaştan .Baktım dikerken sorun çıkaracak böyle yaptım :) Hem içi de temiz dikiş oldu. 


Neden bu etekleri üzerimde göremiyoruz. Çünkü ben giyersem fotoğraf çekecek kimse yok :) İşyerindeki ortamımda etek giymeye müsait değil :) Maalesef oğlum az daha büyüyüp benim fotoğraflarımı çekmeye başlayana kadar bu şekilde paylaşıcam diktiklerimi :) Yada bir çok blogger arkadaşın yaptığı gibi kendi mankenimi yapıcam :)  Ama önce şu koca göbeğimden kurtulmam lazım :)) 

Sağlıcakla bol dikişli günler diliyorum tüm arkadaşlarıma :))